GERÇEK
TOHUMLARDAN GERÇEK GIDALARA
2013
yılından bu yana Kırşehir'de alternatif tarla bitkileri üreten Kappadokia
Tohum, misyonunu 'gerçek tohumlardan gerçek gıdalara' olarak tanımlayan bir
tarım firması olarak yetiştirdiği ürünlerle fark yaratmaya devam ediyor. (10.03.2016)
Alternatif
tarla bitkileri tarımıyla henüz yeni tanışmayan başlayan ülkemizde kısa zamanda
büyük yol alarak yetiştirdiği hububat, yem ve endüstri bitkileri
tohumlukları ve ürünlerinin üretimlerini büyük bir özenle gerçekleştirmeye
devam eden Kappadokia Tohum ile yaptığımız röportajı sizlere sunuyoruz.
KappadokiaTohum'un
kuruluş öyküsünü bizlerle paylaşırmısınız?
Kappadokia
Tohum, 2013 yılında ülkemizde alternatif tarla bitkilerini üretmek amacı ile
kurulmuştur. Bununla ilgili, yurtdışında ve ülkemizde bulunan enstitü ve
üniversiteler ile ortak çalışmalar yürütmektedir. Misyonumuz, gerçek
tohumlardan, gerçek gıdalaradır.
Alternatif
tarla bitkileri ve tohumculuk ile ilgili çalışmalarınız nelerdir ? Ürün üretim
yerleriniz hakkında da bizleri bilgilendirir misiniz? Kaç kişilik bir ekibiniz
var?
Kappadokia
tohum olarak mucize tahıl teff, kinoa (quinoa), amaranth, hardal, sorgum,
lupin, maş fasulyesi, chia, camelina sativa (ketencik), çörek otu, siyah
mercimek, siyah nohut, darı, antik tahıllar, çavdar, baklagil, hububat, yem ve
endüstri bitkileri tohumlukları ve ürünlerinin üretimlerini
gerçekleştirmekteyiz. Üretimlerimiz ağırlıklı olarak İç Anadolu bölgesindedir.
Şuan 7 kişilik bir ekiple yola devam etmekteyiz.
Ülkemizde
son zamanlarda daha çok duyulan alternatif tarla bitkilerinden olan Kinoa
bitkisinin yetiştirme koşulları ve kullanım alanları nelerdir?
Kinoa
müthiş bir adaptasyon kabiliyetine sahiptir. Kinoa özellikle kuraklık,
tuzluluk, yüksek taban suyu gibi olumsuz tarımsal şartlara dayanıklılık
göstermekte ve bu şartlarda rahatlıkla tarımı yapılabilmektedir. Ülkemizde
tarımı yeni başlamıştır. Ülkemiz çiftçileri için, tarımsal kazanç olarak da
diğer tahıllara göre yeni ve mükemmel bir alternatiftir.
Dağ
yamaçlarında ve ovalarda verim çok değişmiyor. Bu bitki her türlü toprağa
uyum sağlamasıyla ünlü. Sahil bölgelerinden başlayarak, 4000 metre
yüksekliklerde yetişen çeşitleri mevcuttur. Kinoa, birçoğumuz için pek de
tanıdık bir isim değil. Oysa ilk olarak 5 bin yıl önce Güney Amerika'da İnkalar
tarafından yetiştirildiği belirtilen bu tahıl türü dünyanın çeşitli yerlerinde
sofralarda yerlerini alıyor. Kinoa, tahıl olarak pirinç ve buğday nasıl
kullanılıyorsa aynı şekilde kullanılmaktadır. Kinoa unu, ekmeği, makarnası,
köftesi ve bisküvisi yapılabildiği gibi tane olarak da kullanılmaktadır.
Alternatif
enerji bitkisi olarak adlandırdığınız CamelinaSativa (KETENCİK) hakkında bilgi
verir misiniz?
Brassicaceae
familyasına ait olan ketencik bitkisinin; C.sativa, C. laxa, C. rumelica, C.
microcarpa, C.hispida ve C. anomala türleri yaygın olarak bilinmektedir. Bu
türler içerisinde ekonomik önemi olan tek tür Camelina sativa'dır. Yazlık ve
tek yıllık bir yağ bitkisi olan Ketencik (Camelina sativa (L.) Crantz) bitkisi
yazlık olmakla birlikte sert kışlara dayanıklı tipleri de olan bir kültür
bitkisidir. Kültürü yapılan ketencik çeşitleri bir yıllık olup yabanı
formlar genel olarak çok yıllıktır. Bitki boyu 117 genel olarak 25-100 cm arasında değişir.
Bitki habitusu tek gövde şeklinde büyür. Gövde yuvarlak olup, üzeri
tüylü ve genellikle aşağıdan dallanır. Yapraklar mızrak biçiminde, 5-8
cm uzunluğunda ve kenarları düzdür. Çiçek; 4 adet yeşil renkte
çanak yaprak, 4 adet sarı ya da sarımsı beyaz renkte taç yaprak, 6 adet erkek
organ ve bir adet dişi organdan oluşur. Ketencik bitkisi kendine döllenen
bir bitkidir. Meyve, kapsül biçiminde olup, 0.7-2.5 mm çapında,
portakal renginden kahverengine kadar değişen renktedir. Kapsül 8-16
tohum ihtiva eder. Tohumun uzunluğu genişliğine göre daha fazla olup,
şekil olarak buğday tohumunu andıran ardır. Kültürü yapılan
çeşitlerin tohum rengi koyu sarıdan açık kahverengine kadar değişir ve
parlaktır. Tohumun 1000 tane ağırlığı 0.8-1.8 gram
arasında değişir. Bitki diğer yağ bitkilerine kıyasla çok daha yetersiz
durumlardaki toprak ve kurak iklim koşullarında daha yüksek verim verme
özelliğine sahiptir.
Ayrıca
vejetasyon süresinin kısa olması ve birçok hastalık ve zararlılara karşı
bitkinin üretmiş olduğu belirli fitokimyasal maddeler nedeniyle doğal
dayanıklılığa sahip olması nedeniyle son zamanlarda Almanya ve Kanada başta
olmak üzere dikkatleri üzerine çekmiş ve bitkiyle ilgili agronomik ve ıslah
çalışmaları yoğun bir şekilde başlamıştır.
Ketencik
Bitkisinin Özellikleri :
Yemeklik
yağların besleyiciliğini arttıran ve aynı zamanda raf ömrünü de uzatan
tokoferoller bakımından zengin olan ketencik yağında 700 mg/kg tokoferol
bulunduğu bildirilmektedir. Bunun yanı sıra ketencik yağının önemli bir
özelliği de içerisinde bulunan linolenik asit oranının (%38) yüksek olmasıdır.
Linolenik asit Omega-3 yağ asitlerinden birisi olup, bu yağ asidi sadece balık
yağı ve ketende bulunan kaliteli bir yağ asididir. Bu nedenle Omega-3 yağ
asidi bakımından zengin yemeklik yağ talebini karşılama bakımından ketencik
önemli bir yağ bitkisi olma potansiyeline sahiptir. Ketencik bitkisinin yumurta
ve et tavuklarının beslenmesinde kullanılması ile üretilen et ve yumurtalarda
Omega-3 yağ asidinin yüksek olmasını sağlamakta ve insan sağlığı açısından daha
sağlıklı et ve yumurta üretimine yardımcı olmaktadır. Ketencik unu biyolojik
değer olarak soya unu ile benzerlik gösterir ve % 45-47 ham protein ve %10-11
lif içermektedir. Bitki aynı zamanda önemli bir biyodizel
kaynağıdır. Ketencik yağının metil esterinin yüksek iyot değerine sahip
olması yağın bozulmadan daha uzun süre sanayide makine yağlamada kullanılmasına
imkan tanımaktadır.
Özellikle
kuru tarım alanlarında verimi arttıran en önemli faktörlerden birisi üretimi
yapılacak olan bitki için en uygun ekim zamanını belirleyerek belirlenen
bu zamanda ekimi yapmaktır. Kuru tarım alanlarında özellikle yazlık
ekimlerde ekimin erken yapılması yüksek verim açısından büyük
önem taşımaktadır. Ketencik bitkisinde en uygun ekim zamanını belirlemek
için yürütülen çalışmalarda ilkbaharda yapılan ilk ekimden en fazla
tohum verimini aldıklarını bildirmişlerdir.
Ketencik
Bitkisi Yağ Oranı :
Ketencik
tohumunun yağ oranını belirlemek üzere birçok çalışma yürütülmüş olup, genelde
bitkinin yazlık çeşitlerinde % 42 dolayında yağ bulunmuşken, kışlık
çeşitlerde ise bu oran biraz daha yüksek olup % 45'lere ulaşmaktadır. Yapılan
diğer bir çalışmada yağ oranının % 25-48 arasında değiştiği bildirilmektedir.
Bitkinin sahip olduğu yüksek adaptasyon kabiliyetine bağlı olarak değişik
çevrelerde yetiştirilebilmekte ve buna bağlı olarak da yağ oranında, büyük bir
varyasyon görülebilmektedir. Ayrıca yazlık ve kışlık olarak da
yetiştirilebilmesi yağ oranındaki varyasyonun önemli bir nedeni
olmaktadır. Yağlı tohumlardan elde edilen bitkisel yağlar farklı amaçlarla
kullanılmaktadır. Bitkisel yağlardan insan beslenmesinde faydalanıldığı gibi
farmakolojide, endüstride ve biyoyakıt olarak da faydalanılmaktadır. Bir
bitkisel yağın hangi amaçlarla kullanılacağını belirleyen en önemli faktör ise
yağ asitleri kompozisyon durumudur. Örneğin, erusik asit oranı yüksek yağlar
yemeklik olarak tercih edilmezken sanayide çok farklı amaçlarla başarılı bir
şekilde kullanılmaktadır. Diğer taraftan linolenik asit oranı çok yüksek yağlar
oksidasyon stabilitesinin düşüklüğü nedeniyle yaygın olarak yemeklik yağ
kullanımında tercih edilmezken, iyi tutuşup yanması nedeniyle biyoyakıt olarak
kullanımında tercih edilmektedir. Ketencik bitkisinin yağ asitleri kompozisyonu
üzerinde yapılan araştırmalar, % 15.0-20.0 oleik asit, % 18.0-25.0 linoleik
asit, % 27.0-35.0 linolenik asit, % 12.0-15.0 ekosenoik asit ve % 0.0-4.0
erusik asit bulunduğu bildirilmektedir. Ketencik bitkisi genel anlamda
tanelerindeki yağda % 12 dolayında doymuş yağ asidine sahip iken, % 88
dolayında da doymamış yağ asidine sahip bir bitkidir.
Ülkemizde
ürettiğiniz alternatif tarla bitkilerini tanıtma ve pazarlamada ne gibi
sorunlar yaşıyorsunuz? Alternatif tarla bitkileri üreticilerine verilen
desteklemeler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Alternatif
tarla bitkileri ülkemizde henüz yeni olduğu için, çiftçilerimiz de yeni yeni tanımaktadır.
Diğer yandan, çiftçilerimiz geleneksel ürünlerden yeterli kazanç elde
edememekte ve alternatif ürünlere yönelmektedirler. Alternatif tarla bitkileri
üretiminde en büyük sorun şuanda ki ürün destekleme sistemidir. Destekleme
belli ürünlere verildiği için, diğer bir değişle alan bazlı olmadığından, doğal
olarak çiftçilerimiz de desteklemesi olan ürünlere ağırlıklı olarak
yönelmektedirler. Bu ürün bazlı destekleme sistemi ülkemize dünyada hızla
yaygınlaşan yeni ve alternatif ürünlerin girmesinde ve yaygınlaşmasında çok
büyük engel oluşturmaktadır. Bu ürünler, yurt dışında borsası oluşmuş ürünler
olduğundan pazarlama sorunu kesinlikle bulunmamaktadır. Kaldı ki yurt içinde de
büyük gıda markaları portföylerine eklemeye başlamışlardır.
Uzun ve
kısa vadede tarımsal üretimdeki hedefleriniz nelerdir? Yeni tohum çeşitleri ve
yeni tarla bitkileri alanındaki ileriye dönük projeleriniz nelerdir?
Firmamızın
ülkemiz için en önemli gördüğü ürün amarant'dır. Bununla ilgili çalışmalarımız
yoğun olarak sürmekte olup tahıl, yağlık ve yemlik amarant çeşitlerinin
tesciline başlamaktayız. Tahıl olarak amarant içerdiği anti-kanserojen skualen,
çok yüksek ve dengeli aminoasit içeriğiyle mucize bir tahıldır. Dünyada
özellikle batı ülkelerinde, amarant üretim birlikleri yıllar önce oluşturulmuş
ve hızla yaygınlaşmaktadır. Örnek vermek gerekirse, amarant ekmeği çok değerli
bir ekmektir. Batı ülkelerinde günden güne tüketimi çok hızlı artmaktadır.